Hayatımızda kuralların önemi nedir?
Esra Olcay 05 Kasım 2015
Kurallar bazı şeyleri kısıtlar. Fakat kurallar olmadan da karmaşa meydana gelir. Kurallar gereklidir.
Serkan Uyanık 06 Kasım 2015
Evren her zaman bir yapı altında birleşerek daha kompleks hale geçmeye
çalışmaktadır. Enerjiden atoma, atomdan moleküle, molekülden katalizöre,
katalizörden canlıya, canlıdan topluluğa, topluluktan ülkelere,
ülkelerden global bilgiye... bu süreç içerisinde stabil kalabilmek için
her evrede bazı kurallar gerekir. bu kuralar enerji atom için evrenin
esnek yapısı iken, molekül için ısı, basınç vesairedir. Toplum için ise,
din de bu yüzden vardır, anayasa da, kültür de.
yuempek 06 Kasım 2015
Fizik için kurallar çok önemli ama Dünya siyaset gibi dünyalıların yarattığı saçma sapan kurallar gereksizdir
Kıvanç 07 Kasım 2015
Toplumsal hayatta ve yaşamda kurallar, bizi özgürleştirir. :-)
Gençlerin çoğunun kafası almasa da, kurallar kişiyi engellemek için
değil, diğer kişilere karşı, bireye bir alan bırakmak için gereklidir.
Sorun kuralları kimin belirlediğidir. Genellikle karşı çıktığımız
kurallar bize dikte edilen, sadece bize yönelik işlevi olan ama bazı
başkalarında geçerli olmayan uygulamalardır. Bunlara kısaca
"haksızlıklar" diyoruz.
Hak kavramı ile kural kavramı içiçe ve
tamamlayıcı kavramlardır. Bilimsel tabanlı Hukuk ihtiyacı da bundandır.
Eğer kurallar olmasaydı, toplumun bir arada yaşaması mümkün olmazdı.
Herkes isteklerinin sınırını zorlayacağı için sadece güçlülerin yaşam
alanları kalırdır. Kalanlar ezilirdi. Özellike 80 sonrasında
toplumumuzda, kuralları yasaları engelleyici olarak görüp, onları
yoksaymaya, görmezden gelmeye başladı (ki bazı haklı gerekeçelerden
destek aldılar). Ancak bunun dozu, toplumsal yaşama uygun olmayan
yasalardan çıkıp, toplumsal yaşama da yansıması çok daha ciddi olumsuz
sonuçlara ulaştı. Günümüzde, fırsatçılık, adam kayırmacılık,
yolsuzluklar, vb durumlarda toplumun gösterdiği tepkisizlik,
umursamazlık bunu sonucu oldu. Bu toplum ahlakı açısından ciddi bir
bozulmadır. Böyle bir toplumun da kendi iradesiyle yaşama şansı pek
yoktur. Daha güçlü toplumların kurallarına göre bir yaşam sürmeye
mahkumdur.
Burtay Mutlu 07 Kasım 2015
Bilimsel anlamda kurallar, çok ince ve sert eleştirel aşamalardan
geçip, artık öncesinin aranmasına gerek olmayan verileri içerir. Bu
nedenle bir sonraki aşamanın, sağlam bir basamak taşı olarak yerlerini
alırlar. Aynı şekilde bazı konularda genel bakış açısını; nelerin
gözönüne alınması gerektiği, nelerin 2nci derece önemli olduğunu da
belirler. Yani bize çalışma yapacağımız alanı ve enstrümanlarımızı
belirler.
Burtay Mutlu 07 Kasım 2015
Bakış açım ilerde
mutlaka değişecektir ama eğer kurallar olacaksa böyle olmamalı ki
yanlız değilim böyle düşünen çok insan modeli var devletlerden
milliyetcilikten siyasetten ve toplumun saçmasapa kurallarından bıkanlar
gittikçe artıyor
Kıvanç 07 Kasım 2015
Mevcut yapıdan ve kurallardan şikayetçi olmak, normal ve hatta gerekli
bir durum. Sayın Kıvanç gibi düşünen kişiler çok var ve bu tür bakışlar
toplumsal sağlık açısından gerekli. Çünkü, toplumlardaki insan öğesi
(tutkuları, arzu ve korkuları ile istekleri) binlerce yıldır pek
değişmese de, toplumların dinamikleri değişiyor. Yaşam koşulları
ve ihtiyaçları değişiyor. Bu değişime adapte olabilmesi için bu tür
düşünceler ve insanlar gerekli...
Örneğin, mevcut toplumsal kurallar ve
yapı yaklaşık 200 yılda aşama aşamagelişmiş ve zirvesine 60-80'li yıllar
arasında ulaşmış olan sanayileşme çağı. Bir çok toplumsal kural da bu
çağın istek ve ihtiyaçlarına göre. Siyasi yapıdan, toplumlar (milletler)
arası ilişkiye kadar. Bu çağ tüketici toplumları ile tepeye vardı.
Şimdiyse çöküyor. Çünkü dünyayı bitirdi. Ne doğal kaynak ne de temiz
ortam bıraktı. Kendisini idame gücünü kaybettiği gibi, hala kendi diğer
ve kurallarını bastırıyor.Çünkü şimdlik egemen güç.
Milliyetçilik,
sanayi çağının bir ürünüdür. Mevcut siyaset gelenekleri, sendikalardan,
yatırımcılara, girişimcilere kadar tüm kullanılan modeller bu çağın
kalıntıları. Doğal olarak mevcut duruma adapte olamıyorlar. Çünkü
sorunların kaynağı da bunlar oldu.
Şu an orta ve üst düzey siyasi,
ekonomik, bilimsel yönetimlerin hepsi da bu kuşağın elinde. Yol
açtıkları problemleri düşünmüyorlar. Alıştıkları ve doğru bildiklerini
empoze ediyorlar. Oysa yeni nesil, bizlerin bıraktığı problemlerle
uğraşacaklar. Kirlenmiş ve kaynakları ziyan edilmiş bir ülke de ya da
dünya da var olmaya çalışacaklar. Üstelikçok ciddi bir rakiple
yarışarak. Nüfus çok fazla ve herkesin iyi yaşamak hakkı. amakaynaklar
sadece %25 civarına iyi bir yaşam sunabilecek.
Gençler bunları bilinçli
olarak göremese de içten içe bunu hissediyorlar ve bunun karamsarlığı
ile kızgınlar. Ve maalesef haklılar. Neyin değişmesi gerektiğini
bilmedikleri gibi, biseler bilenasıl değiştirebilecklerini de
bilmiyorlar. Çünkü yeni dönemin ilkkuşakları bu kişiler. Yani yolu
açacakolanlar. Bu nedenle, mevcut kurallar ve sistem hakkında
düşünülenlere, hissedilenlere hak veriyorum. Çözüm ise gençlerin (bizim
pek de kavrayamadığımız) bu dünya için öngörülerde bulunup, bu yeni
dünya koşullarında kuralalrın neler ? ve nasıl? olmaları gerektiğini
bulmaları...
Mevcut siyasi yapılar,örgütlergençlere bu konuda vizyon da
sunamıyor. Kendi ideallerini ve değerlerini aşılamaya çalışıyorlar ama
bunların değişmesi gerekitiğini anlamıyorlar. Üniversiteler (in çoğu)
ezberle-geç, anlamdan çöz , kağıdı (diplomayı) al ortamı olmuş, bunlarda
yol gösteremiyor. dini değerler yobazların elinde yıpranmış, çağın
toplumları ile iletişim kurup, temel değerlerini aktaramıyorlar
(ülkemizde verilen gerek resmi, gerek ise resmi olmayan dini eğitim
kurumlarının çok ciddi başarısızlığı, yetersizliği, çağdışılığı var:
Bireylere Hâkk sevgisi yerine korkusu ile eğitmeye çalışırsan sonuç bu
olur).
Bu da yeni bireylerin kendi toplumsal kurallarını inşaa ederken,
temel, baz alacakları değerleri çok azaltıyor. Bizlerden yani
ailelerinden bir çokolumlu düşünceyi, davranışı duyuyorlar ama topluma
bakıp gördükleri, söylenilenlerle uyuşmuyor. Yani biz aileler,
ebeveynler de çocuklarımıza doğru davranışları öğretemiyoruz. Çoğumuz
doğru olanı söylüyoruz ama yapmıyoruz. Kısaca, iyi örnek değiliz. O
yüzden sayın Kıvanç gibi düşünenler artıyor. Artmalı da...ki bizim
yetersizkaldığımız bu yeni çağda (bilgi çağı+ sürdürülebilir ekonomi
çağı) kendi kurallarını inşaa edebilsinler.
Burtay Mutlu 08 Kasım 2015
bilimsel olarak da hayatta da bir tek kural vardır,tüm kurallardan
şüphe etmelisin,mantığına uymayan kuralın nasıl ispatlandığını görüp
ikna olabilirsin ikna olmuyorsan yanlış olabileceğini aklında
bulundurmalısın,kurallar bizi bir yöne bakmaya sevkeder;bir
çoğumuzunbildiği gibi, newtonun yasaları için sabit bir referans
noktasına ihtiyaç olduğu halde dünya da ve evren böyle bir nokta
tariflemek zordur kural deniyor diye % 100 doğru kabul etmemek
gerekir.Toplumsal kurallar ise temelde birey zekidir toplum aptaldır
mantığıyla üretildiği için sana her zaman saçma gelecektir,çünkü
saçmadır ama gereklidir
Mustafa Bağlı 08 Kasım 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder