5 Mart 2016 Cumartesi

Hayatımızda kuralların önemi nedir?

Hayatımızda kuralların önemi nedir?
    Esra Olcay 05 Kasım 2015


 
   Kurallar bazı şeyleri kısıtlar. Fakat kurallar olmadan da karmaşa meydana gelir. Kurallar gereklidir.
    Serkan Uyanık 06 Kasım 2015

    Evren her zaman bir yapı altında birleşerek daha kompleks hale geçmeye çalışmaktadır. Enerjiden atoma, atomdan moleküle, molekülden katalizöre, katalizörden canlıya, canlıdan topluluğa, topluluktan ülkelere, ülkelerden global bilgiye... bu süreç içerisinde stabil kalabilmek için her evrede bazı kurallar gerekir. bu kuralar enerji atom için evrenin esnek yapısı iken, molekül için ısı, basınç vesairedir. Toplum için ise, din de bu yüzden vardır, anayasa da, kültür de.
    yuempek 06 Kasım 2015

    Fizik için kurallar çok önemli ama Dünya siyaset gibi dünyalıların yarattığı saçma sapan kurallar gereksizdir
    Kıvanç 07 Kasım 2015


    Toplumsal hayatta ve yaşamda kurallar, bizi özgürleştirir. :-)

Gençlerin çoğunun kafası almasa da, kurallar kişiyi engellemek için değil, diğer kişilere karşı, bireye bir alan bırakmak için gereklidir.

Sorun kuralları kimin belirlediğidir. Genellikle karşı çıktığımız kurallar bize dikte edilen, sadece bize yönelik işlevi olan ama bazı başkalarında geçerli olmayan uygulamalardır. Bunlara kısaca "haksızlıklar" diyoruz.

Hak kavramı ile kural kavramı içiçe ve tamamlayıcı kavramlardır. Bilimsel tabanlı Hukuk ihtiyacı da bundandır. Eğer kurallar olmasaydı, toplumun bir arada yaşaması mümkün olmazdı. Herkes isteklerinin sınırını zorlayacağı için sadece güçlülerin yaşam alanları kalırdır. Kalanlar ezilirdi. Özellike 80 sonrasında toplumumuzda, kuralları yasaları engelleyici olarak görüp, onları yoksaymaya, görmezden gelmeye başladı (ki bazı haklı gerekeçelerden destek aldılar). Ancak bunun dozu, toplumsal yaşama uygun olmayan yasalardan çıkıp, toplumsal yaşama da yansıması çok daha ciddi olumsuz sonuçlara ulaştı. Günümüzde, fırsatçılık, adam kayırmacılık, yolsuzluklar, vb durumlarda toplumun gösterdiği tepkisizlik, umursamazlık bunu sonucu oldu. Bu toplum ahlakı açısından ciddi bir bozulmadır. Böyle bir toplumun da kendi iradesiyle yaşama şansı pek yoktur. Daha güçlü toplumların kurallarına göre bir yaşam sürmeye mahkumdur.
    Burtay Mutlu 07 Kasım 2015

  
  Bilimsel anlamda kurallar, çok ince ve sert eleştirel aşamalardan geçip, artık öncesinin aranmasına gerek olmayan verileri içerir. Bu nedenle bir sonraki aşamanın, sağlam bir basamak taşı olarak yerlerini alırlar. Aynı şekilde bazı konularda genel bakış açısını; nelerin gözönüne alınması gerektiği, nelerin 2nci derece önemli olduğunu da belirler. Yani bize çalışma yapacağımız alanı ve enstrümanlarımızı belirler.
    Burtay Mutlu 07 Kasım 2015


    Bakış açım ilerde mutlaka değişecektir ama eğer kurallar olacaksa böyle olmamalı ki yanlız değilim böyle düşünen çok insan modeli var devletlerden milliyetcilikten siyasetten ve toplumun saçmasapa kurallarından bıkanlar gittikçe artıyor
    Kıvanç 07 Kasım 2015


    Mevcut yapıdan ve kurallardan şikayetçi olmak, normal ve hatta gerekli bir durum. Sayın Kıvanç gibi düşünen kişiler çok var ve bu tür bakışlar toplumsal sağlık açısından gerekli. Çünkü, toplumlardaki insan öğesi (tutkuları, arzu ve korkuları ile istekleri) binlerce yıldır pek değişmese de, toplumların dinamikleri değişiyor. Yaşam koşulları ve ihtiyaçları değişiyor. Bu değişime adapte olabilmesi için bu tür düşünceler ve insanlar gerekli...

Örneğin, mevcut toplumsal kurallar ve yapı yaklaşık 200 yılda aşama aşamagelişmiş ve zirvesine 60-80'li yıllar arasında ulaşmış olan sanayileşme çağı. Bir çok toplumsal kural da bu çağın istek ve ihtiyaçlarına göre. Siyasi yapıdan, toplumlar (milletler) arası ilişkiye kadar. Bu çağ tüketici toplumları ile tepeye vardı. Şimdiyse çöküyor. Çünkü dünyayı bitirdi. Ne doğal kaynak ne de temiz ortam bıraktı. Kendisini idame gücünü kaybettiği gibi, hala kendi diğer ve kurallarını bastırıyor.Çünkü şimdlik egemen güç.

Milliyetçilik, sanayi çağının bir ürünüdür. Mevcut siyaset gelenekleri, sendikalardan, yatırımcılara, girişimcilere kadar tüm kullanılan modeller bu çağın kalıntıları. Doğal olarak mevcut duruma adapte olamıyorlar. Çünkü sorunların kaynağı da bunlar oldu.

Şu an orta ve üst düzey siyasi, ekonomik, bilimsel yönetimlerin hepsi da bu kuşağın elinde. Yol açtıkları problemleri düşünmüyorlar. Alıştıkları ve doğru bildiklerini empoze ediyorlar. Oysa yeni nesil, bizlerin bıraktığı problemlerle uğraşacaklar. Kirlenmiş ve kaynakları ziyan edilmiş bir ülke de ya da dünya da var olmaya çalışacaklar. Üstelikçok ciddi bir rakiple yarışarak. Nüfus çok fazla ve herkesin iyi yaşamak hakkı. amakaynaklar sadece %25 civarına iyi bir yaşam sunabilecek.


Gençler bunları bilinçli olarak göremese de içten içe bunu hissediyorlar ve bunun karamsarlığı ile kızgınlar. Ve maalesef haklılar. Neyin değişmesi gerektiğini bilmedikleri gibi, biseler bilenasıl değiştirebilecklerini de bilmiyorlar. Çünkü yeni dönemin ilkkuşakları bu kişiler. Yani yolu açacakolanlar. Bu nedenle, mevcut kurallar ve sistem hakkında düşünülenlere, hissedilenlere hak veriyorum. Çözüm ise gençlerin (bizim pek de kavrayamadığımız) bu dünya için öngörülerde bulunup, bu yeni dünya koşullarında kuralalrın neler ? ve nasıl? olmaları gerektiğini bulmaları...

Mevcut siyasi yapılar,örgütlergençlere bu konuda vizyon da sunamıyor. Kendi ideallerini ve değerlerini aşılamaya çalışıyorlar ama bunların değişmesi gerekitiğini anlamıyorlar. Üniversiteler (in çoğu) ezberle-geç, anlamdan çöz , kağıdı (diplomayı) al ortamı olmuş, bunlarda yol gösteremiyor. dini değerler yobazların elinde yıpranmış, çağın toplumları ile iletişim kurup, temel değerlerini aktaramıyorlar (ülkemizde verilen gerek resmi, gerek ise resmi olmayan dini eğitim kurumlarının çok ciddi başarısızlığı, yetersizliği, çağdışılığı var: Bireylere Hâkk sevgisi yerine korkusu ile eğitmeye çalışırsan sonuç bu olur).

Bu da yeni bireylerin kendi toplumsal kurallarını inşaa ederken, temel, baz alacakları değerleri çok azaltıyor. Bizlerden yani ailelerinden bir çokolumlu düşünceyi, davranışı duyuyorlar ama topluma bakıp gördükleri, söylenilenlerle uyuşmuyor. Yani biz aileler, ebeveynler de çocuklarımıza doğru davranışları öğretemiyoruz. Çoğumuz doğru olanı söylüyoruz ama yapmıyoruz. Kısaca, iyi örnek değiliz. O yüzden sayın Kıvanç gibi düşünenler artıyor. Artmalı da...ki bizim yetersizkaldığımız bu yeni çağda (bilgi çağı+ sürdürülebilir ekonomi çağı) kendi kurallarını inşaa edebilsinler.
    Burtay Mutlu 08 Kasım 2015


   
bilimsel olarak da hayatta da bir tek kural vardır,tüm kurallardan şüphe etmelisin,mantığına uymayan kuralın nasıl ispatlandığını görüp ikna olabilirsin ikna olmuyorsan yanlış olabileceğini aklında bulundurmalısın,kurallar bizi bir yöne bakmaya sevkeder;bir çoğumuzunbildiği gibi, newtonun yasaları için sabit bir referans noktasına ihtiyaç olduğu halde dünya da ve evren böyle bir nokta tariflemek zordur kural deniyor diye % 100 doğru kabul etmemek gerekir.Toplumsal kurallar ise temelde birey zekidir toplum aptaldır mantığıyla üretildiği için sana her zaman saçma gelecektir,çünkü saçmadır ama gereklidir
    Mustafa Bağlı 08 Kasım 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder