Günümüzde Uzakdoğu özellikle de Çin
mucizesi gündem de... Çin şu anki başarısını neye borçlu? Nasıl bu kadar
engeline (sermaye eksikliği, aşırı nüfus, kirlenen doğası, vs) karşın yıllık
%10 civarını tutturuyor?
Biraz geçmişe bakınca 70'lerin
sonundaki radikal siyasi bakış ve ekonomik değişimlerin payı büyük gözüküyor.
Ancak en önemli değişikliği,
"tek çocuk" politikasını sıkılaştırma ile yapıyor.
Tek çocuk politikasıyla, doğan
çocuklara çok daha iyi bir eğitim ve sağlık olanağı sağlanıyor. Çocuklara
yapılan eğitim artıyor.
Günümüzde Çin'in başarısı, dönemde
sıkı takip edilen bu politikanın ürünleri.
Taklit ürünlerden, kendi
teknolojisini ve dizaynını geliştiren bir ülkeye dönüşüyor Çin.
Bizim sonumuzu açıkçası pek hayırlı
görmüyorum. Her geçen gün daha da düşen eğitim seviyemiz ve kalite kaybeden
eğitim düzeyimiz, bilgi düzeyi düşük, "bilmek" ile
"inanmak" arasındaki farkı anlamayan, verileni kabul eden, olanı
sorgulamayan bu yüzden de üretemeyen ama tatminsiz kuşaklar yetiştiriyor.
Çoğu gencimiz geleceğe bakamıyor
bile. Kendilerini nasıl bir geleceğin beklediğinin farkında değiller.
Zaten onlarda gelecekten ne
umacaklarını bilemiyorlar. Onlara sorunlar yumağında kaybolmuş bir toplum,
çevresini, doğasını asfalt ve betona teslim etmiş bir ülkeyi miras bırakıyoruz.
Bizim dahil olduğumuz kuşaklar,
başarısız, beceriksiz ve bencil kuşaklar... Sadece kendi gemimizi kurtarma,
köşeyi dönme uğruna çocuklarımıza nasıl bir ülke bırakıyoruz?
Bireysel açıdan bakınca, her
ana-baba çocuğu için en iyi olanı yapıyor, en güzeli öğretiyor ama bu ne yazık
ki çocuklarımızın hayatını kurtarmayacak. En azından bizim refah düzeyimizde
bile yaşayamayacaklar.
Çünkü onlara ruhen örselenmiş,
parçalanmış bir toplum, çevre olarak tüketilmiş toprak, kaynak olarak ziyan
edilmiş bir ülkeyi bir de onları bu sorunlarla baş edemeyecekleri düzeyde
bilgisiz kılarak onlara miras bırakıyoruz.
Biz birbirimizi yeme kavgasında,
içimizde düşmanlar oluşturup onlarla savaşırken, dünya toplumları çocukları
için avantajlı yerler oluşturmaya çalışıyor.
Dünyanın sorunları azalmıyor ve
azalmayacak. Tam tersi artacak. Çünkü nüfus artıyor ama kaynaklar ise azalıyor.
Tamamen yeni anlayışların ve
yaklaşımların geliştiği, geçmiş değerlere bağlı kalıp, adetlerini ve
değerlerini değişimlere uyarlamayı beceremeyen toplumların yok olacağı bir
döneme girdik.
Bilgili bireyler, iyi eğitimli ve
çözüm üreten bireyler. Kısa veya orta değil, uzun vadeli düşünen bireylere,
herkesten farklı düşünen, hisseden ve korkmadan bu farklılığı ortaya
koyabilecek bireylere ihtiyacımız var.
Daha doğrusu çocuklarımızın ihtiyacı
var. Ama kendi kuşaklarından, bizimkilerden değil. Bizler, bireysel olarak ne
olursak olalım, toplumsal olarak başarısız kuşaklar yumağıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder