28 Haziran 2017 Çarşamba

Bilinç, canlılık nedir?



Bu soru bilimsel bilgiden ziyade felsefi bakışı sorguluyor bence.

Canlılık: Bence, canlılık maddenin doğal bir formudur. (?)
Evrendeki temel varlık; enerjidir. Enerjinin temel eğilimi ise, bulunduğu ortamda homojenleşmektir. Çünkü homojenleşince kararlı bir sistem olacaktır.
Kütle'nin varlığı bu homojenleşme eğilimini baltalamıştır.  Yine de entropi vasıtasıyla kütle de zaman içinde homojenleşme yönünde tepki vermektedir.

Ancak kütlenin homojenleşme eğiliminde tek yapı; maddenin dağılması, çözünmesi, ışıması değildir. Aynı şekilde, farklı potansiyel yüklerden kararlı sistemler oluşturmakta bu homojenleşmenin bir parçasıdır.
Atomlardan başlayarak, bileşiklere kadar bütün sistemlere bakarsanız, hepsi dışarıdan nötr iken, kendi içinde farklı potansiyel kuvvetlerin birbirini dengelemesi ile oluşmuştur.

Canlıyı ele aldığımızda ise, hepsinden çok daha fazla ve kompleks bir sistemler bütünlüğüdür. Üstelik evren ile sürekli enerji alışverişi yaparak, kendi bütünlüğünü koruma - (kritik) dengede tutma yolundadır.

Ancak bu tür yapıların oluşması için, özel koşullar gerekmektedir.  Her ortamda mümkün değil. Bunu biliyoruz zaten.
Canlılığı bu çerçevede ele alıyorum. Ölüm ise bu sistemin çökmesi ile bileşenlerine ayrılma-çözünme olarak düşünebiliriz.

Bilinç: Anlatım olarak bilinç, dıştan gelen uyarıcıyı-bilgiyi işleme ve buna göre en uygun pozisyonu değerlendirebilme yetisidir.
Yani varlığının, durumunun farkında olma, çevredeki uyarıcıların durumunda farkında olmak ve bunlardan gelen verilere göre; varlığın bütünlüğünü korumaya yönelik, uyumunu sağlayıcı en uygun durumu-pozisyonu alabilme yetisidir. Bunların bir kısmı doğal süreç parçası olabilir (ki otomatik), bir kısmı ise karar alabilmeyi gerektirir.
İnsanoğlu olarak biz bilinci şimdilik, koşullara göre şartların farkında olarak karar alabilme yeteneği olarak değerlendiriyoruz.
Çünkü kararlarımızda sadece geçmişin ve günümüzün verilerini değil, geleceğe yönelik-daha olmamış olayların, olma olasılıklarına dair verileri de işleme katıyoruz.
İnsanı da bunun (gelecek öngörüleri) bilinçli yaptığını ve diğer canlılardan ayırdığını iddia ediyoruz. Kısaca sorun çözme yeteneği de diyebiliriz.
Oysa bir çok hayvanın da (Kargalar, Yunuslar, Şempanzelerin, vb.) gelecek öngörüsünde bulunup, planlama yapabildiğini ve sorun çözebildikleri, stoklama yaptıkları bilimsel deneylerde görülmüş.

Bu çerçevede (her ne kadar kendimiz dışındakileri, küçük görüp kabul etmesek de...) , canlı her varlığın bilincin çeşitli aşamalarından birinde olduğunu söyleyebiliriz.
Yani bence, her canlıda çok az veya çok fazla bir bilinç vardır. Canlılığın bir parçasıdır. (Ki bir gün bilinçli makineler ve programlar geliştirilince, onları tanımlamada da sorun yaşayacağız. Önceleri iş gücü kolaylığı (kölelerimiz) nedeniyle onları canlı olarak kabul etmeyecek olsak da zamanla bu ayrım değişebilir.)

Bilinci bu çerçevede, canlılığın sürdürülebilmesi için; iç ve dış verilerin işlenip, uyumlaştırılması olarak ele alabiliriz. Hatta bazı veriler artık otomatikleşmiş (içgüdü) haline bile dönüşmüş olabilir.
Bu, şartların değişkenliği, işlenmesi gereken veri miktarı ve hızı ile alakalı olmalı diye düşünüyorum. Ortama uyum sağlama ihtiyacı ile, bilincin olumlu etkilendiğini düşünüyorum.



Bilinç Nedir?
https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/40861/                    08/10/2019


Yunus Bey,
Değerli ve oldukça bilgilendirici yazılarınız-derlemeleriniz için teşekkür ederim.
Bilgilere dayalı yorumlarınızda çok iyi... :-)

Konuya kendimce bir kaç katkıda bulunmak isterim. Dilerim ilham verici bulacaksınız. (?)

Evrendeki tüm sistemler, CANLI-CANSIZ çökmüştür (? :-)
Diğer bir deyişle, bir sistemin tüm elemanlarının pozisyon ve enerji durumlarını dalga fonksiyonlarına dönüştürsek, sistemin kararlılığını sürdürdüğü noktada, bu dalga fonksiyonlarının bileşkesi olan dalga fonksiyonu çökmüştür.
Yani diğer tüm olasılıklar bitmiştir.
Bu durum bize kaos kıyısındaki mükemmel denge olarak gözükür. Çünkü alt elemanlardan sadece birinin bile bir miktar değişimi, tüm sistemi etkilemektedir.

Ancak tüm sistemler, sürekli çevrelerinden ve konumlarından kaynaklanan etkiler altındadırlar. Elektromanyetik dalgalar, kütleçekim dalgaları, Zaman, çarpmalarla aktarılan momentumlar, hareket kaynaklı etkileşimler, vs.vs.
Cansız sistemler, bu etkilere sistem içi dengelerde değişikliklerle karşılık verir ama zamanla bütünlüklerini kaybederler.
Entropi etkisini öyle gösterir ki, iyi muhafaza edilmiş bir kasa içindeki demir külçe bile milyarlarca yıl sonra toza dönüşür. Bu etkiler cansız sistemlerde bağları aşındırır.

Canlı sistemler ise bu noktayı korumak için farklı bir yol geliştirmiştir. Sistem dışından malzeme ve enerji alıp, fazlalıkları atarak sistem olarak yapısal bütünlüğünü korumaya çalışır.
(Bu arada kullandığı aslında sadece elektronlardır. Hücre de ATP'den ADP sentezinde serbest kalan bir elektron...)

Şu noktada sizinle aynı fikirdeyim. Canlılık entropinin artmasına katkıda bulunmaktadır. Belki de, Evren için bir araçtır.

Bilinç ise canlı birimin, sistem bütünlüğünü korurken çevresinden ve mevcut durumundan aldığı bilgileri de işleyerek, karşılaştırarak,  şartlardaki değişimi ve olası etkilerini hesaplayıp,
adaptasyon sürecini şartlar değişirken (değiştikten sonra değil) sağlayan bir işlev olarak düşünüyorum.

Bu yüzden her canlının yaşam şekline ve boyutuna göre bir bilinç sahibi olduğu konusunda hem fikirim.

Ruh konusunda, sanırım sizinle aynı fikirde değilim. Çünkü bütün gerekli malzemeyi toplayıp, 3D printer ile hücreler düzenlesek ve bunları gene benzer yöntemle birleştirerek bir organizma vücudu inşa etsek bile, bu vücut bir canlının olmayacaktır. Çünkü canlanmayacak.
Çünkü aksi olsaydı, ölüm olmazdı.

Ölüm genelde vücut birimlerinden bir kaçının görevi artık ifa edememesi ile gerçekleşiyor. (Yani bazı alt birimlerin durumu -dalga fonksiyonu- değişiyor.)
Bir canlının ölüm anından bir süre sonra daha hücreler (sinirler 10 dakika, vücut hücreleri 48 saate kadar) daha yaşamaya devam edebiliyor. Tüm hücreleri henüz canlıyken, ölüm olması anlamsız değil mi?

Bütün bu sistemi, canlı ve durumuna göre bilinçli tutan
ve olmadığında işlevsiz bırakan bir anahtar birim daha olmalı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder