31 Temmuz 2016 Pazar

Türk Mucizesi Nerede Kaldı?



Günümüzde Uzakdoğu özellikle de Çin mucizesi gündem de... Çin şu anki başarısını neye borçlu? Nasıl bu kadar engeline (sermaye eksikliği, aşırı nüfus, kirlenen doğası, vs) karşın yıllık %10 civarını tutturuyor?



Biraz geçmişe bakınca 70'lerin sonundaki radikal siyasi bakış ve ekonomik değişimlerin payı büyük gözüküyor.

Ancak en önemli değişikliği, "tek çocuk" politikasını sıkılaştırma ile yapıyor.

Tek çocuk politikasıyla, doğan çocuklara çok daha iyi bir eğitim ve sağlık olanağı sağlanıyor. Çocuklara yapılan eğitim artıyor.



Günümüzde Çin'in başarısı, dönemde sıkı takip edilen bu politikanın ürünleri.

Taklit ürünlerden, kendi teknolojisini ve dizaynını geliştiren bir ülkeye dönüşüyor Çin.



Bizim sonumuzu açıkçası pek hayırlı görmüyorum. Her geçen gün daha da düşen eğitim seviyemiz ve kalite kaybeden eğitim düzeyimiz, bilgi düzeyi düşük, "bilmek" ile "inanmak" arasındaki farkı anlamayan, verileni kabul eden, olanı sorgulamayan bu yüzden de üretemeyen ama tatminsiz kuşaklar yetiştiriyor.



Çoğu gencimiz geleceğe bakamıyor bile. Kendilerini nasıl bir geleceğin beklediğinin farkında değiller.

Zaten onlarda gelecekten ne umacaklarını bilemiyorlar. Onlara sorunlar yumağında kaybolmuş bir toplum, çevresini, doğasını asfalt ve betona teslim etmiş bir ülkeyi miras bırakıyoruz.



Bizim dahil olduğumuz kuşaklar, başarısız, beceriksiz ve bencil kuşaklar... Sadece kendi gemimizi kurtarma, köşeyi dönme uğruna çocuklarımıza nasıl bir ülke bırakıyoruz?

Bireysel açıdan bakınca, her ana-baba çocuğu için en iyi olanı yapıyor, en güzeli öğretiyor ama bu ne yazık ki çocuklarımızın hayatını kurtarmayacak. En azından bizim refah düzeyimizde bile yaşayamayacaklar.

Çünkü onlara ruhen örselenmiş, parçalanmış bir toplum, çevre olarak tüketilmiş toprak, kaynak olarak ziyan edilmiş bir ülkeyi bir de onları bu sorunlarla baş edemeyecekleri düzeyde bilgisiz kılarak onlara miras bırakıyoruz.



Biz birbirimizi yeme kavgasında, içimizde düşmanlar oluşturup onlarla savaşırken, dünya toplumları çocukları için avantajlı yerler oluşturmaya çalışıyor.



Dünyanın sorunları azalmıyor ve azalmayacak. Tam tersi artacak. Çünkü nüfus artıyor ama kaynaklar ise azalıyor.



Tamamen yeni anlayışların ve yaklaşımların geliştiği, geçmiş değerlere bağlı kalıp, adetlerini ve değerlerini değişimlere uyarlamayı beceremeyen toplumların yok olacağı bir döneme girdik.



Bilgili bireyler, iyi eğitimli ve çözüm üreten bireyler. Kısa veya orta değil, uzun vadeli düşünen bireylere, herkesten farklı düşünen, hisseden ve korkmadan bu farklılığı ortaya koyabilecek bireylere ihtiyacımız var.

Daha doğrusu çocuklarımızın ihtiyacı var. Ama kendi kuşaklarından, bizimkilerden değil. Bizler, bireysel olarak ne olursak olalım, toplumsal olarak başarısız kuşaklar yumağıyız.