15 Mayıs 2023 Pazartesi

Karar anı; Çoğunluk mu, Çoğulculuk mu?

 Seçim sonuçları şaşırtıcı değil. Sadece büyük beklentiler içinde olanlar çok şaşkın.

Görünen “Kim iktidar olacak?”seçiminin 2 hafta daha uzadığı.
 Bu iktidarın destek alacağı ve kontrol edileceği meclis tablosu ise zaten belli oldu.

Seçimler, bence, ciddi bir mesaj daha verdi. Tabi anlayana…
Ülke de sağcısı, solcusu, liberali, demokratı,vs.  kalmadı  fazla...  Vatandaş bunlara prim vermiyor artık.
Kişi kendisini hangi kesimden olduğunu iddia ederse etsin, çok büyük bir çoğunluk iki temel gruba ayrılmış durumda…
“Çoğunluk Demokrasisini” destekleyenler ile “Çoğulcu Demokrasiyi” destekleyenler.
Çoğunlukçular, güçlü çoğunluk ile sistemin aynı şekilde yürümesinden yana…
Çoğulcular ise  gruplar arası ile uzlaşı üzerinden değişim vaad ediyor.

Ülkemizde şimdiye kadar Çoğulcu Demokrasi genelde lafta kaldı.
Çoğunluk demokrasisi (yani ezici çoğunluk ) ile kararlar alındı. Bu durum sadece iktidar da değil, muhalefet partilerinin içişlerinde bile genel de aynı.  O yüzden partilerin söylem farklılıklarına rağmen, eylemlerini birbirlerine benzetiyorum.

Vatandaşın önüne sunulan seçenekler bunlar aslında, olan duruma devam mı, değişim mi?

Eğer değişim isteniyorsa, bu en baştan ve net şekilde ifade edilmeli.  Tüm kamuoyuna açık şekilde garantisi  verilmeli…

Nasıl mı?
Meclis aritmetiği belli.
Eğer mevcut muhalefet iktidarı alacak ise bu aritmetik içinde, kendisine muhalif olan en yüksek sandalye grupları ile de nasıl ortak çalışmalar yürüteceğini, ne tür görevler vereceğini belirlemeli  ve açıklamalı.

Daha önce muhalif ittifak bunu yapamazdı, çünkü net bir çoğunluk oluşturmayı umuyorlardı.
Yeni şartlar altında ise, işinin ehli eski kadroları koruyup ve siyaset üstü milli konularda ortak çalışmak zorundalar.  
Yani; ittifaklarının yeni bir üyesi olarak, bu grubu sisteme nasıl dahil edeceklerini de belirtmeliler.

Evet, bir çok siyasetçi fikir ayrılıklarından dolayı önce bu yaklaşıma dudak bükecek ve hatta gülecek belki. Ama milletini, devletini  şahsından ve ihtiraslarından üstün tutanlar, millet adına bu işi seve seve yapacaklardır.
Belki  bir Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, belki bir başbakan yardımcılığı önemli değil. Ama çoğunlukçu demokrasinin işlemesi isteniyorsa, meclisteki tüm güçlü grupların karar mekanizmalarında işlevi ve sorumluluğu olmalı.

Ayrıca, böylece yolsuzluğa, liyakatsızlığa, gizli yürütülen işlere karşı da, birbirlerini kontrol edecekleri için sistem de şeffaflaşacaktır. Uzlaşısız kararlar laınamayacak ve belki de hayati kararlarda tamamen farklı, zıt bakış açıları ile fark edilmeyen olasılıklarda gözönüne alınacaktır.

Bizim sorunumuz, şu veya bunun iktidar olması değil, şu veya bunun birlikte çalışıp, toplumun güncel konumuna ulaşmasıdır. Bu değişimi istiyorum.

Dünya da şartlar çok hızlı değşiyor ve imkanlar hızla daralıyor. Kendi içinde, birbiri ile uğraşan taraflara sahip milletlerin, dünya üzerinde  çok fazla başarılı olma şansı yok. En fazla dönemsel, geçici başarılar olabilir.
Belki vatan, millet uğruna hayatlar feda edilir. Ama milletler bu şekilde korunamaz, yaşama tutunamaz. Birilerinin esiri, hizmetlisi olarak varolabilirler ancak. Oysa millet dediğimiz topluluk, çocuklarımızın yaşayacağı toplum.

Bunun düşünülmesini ve tartışılmasını dilerim. (230515)