Hibrid araçlar, pazarlama
stratejisinin bir ürünüdür.
Elektrikli araçların
önündeki bazı sıkıntılar henüz aşılamadı. İlki akü verimliliği; akü %80
verimliliğe düştüğü zaman aküyü değiştirmek gerekiyor.
Bir depo benzin ile 500 km giderken, akülü araçlarda bu oran 120-200 km civarı
oluyor.
Ayrıca, aküleri doldurmakta çok uzun zaman alıyor...
Mühendislerin aşması gereken sorunların başında; akü verimliliği, depolama
süresi ve araç ağırlığı var.
İkinci sorun, bu araçları her yerde şarj edebilecek istasyonların donatılması
var.
Ancak ulaşım -araç sektörü güncelliğini uzun süre kaybetmeyecek. Büyük
ihtimalle, petrol yerine, hidrojen (depolama
sorunu aşılırsa) ve
metan-biyogaz ile çalışan araçlar piyasaya hakim olacak. Elektrikli araçlar, ne
kadar temiz gözükse de, bu araçlara elektrik depolamak için kullanılan üretim
kaynakları (termik santral kaynaklı
elektrik),
yenilenebilirlere çevrilmediği sürece, ekonomiye ve ekolojiye toplam katkısı
düşük olacak.
Oysa bence, metan-biyogaz gibi kentsel atıklardan da elde edilebilecek (Metan
karbondioksit'ten 23-26 kat daha güçlü bir sera gazıdır) kaynakların kullanılması, çok
daha faydalı olacaktır.
Şu an dünya üzerinde hakim olan ekonomi petrole dayanıyor. Bir galon petrol,
4-5 dolara mal oluyor ama yüzlerce iş saati insan gücü karşılığı iş üretiyor.
Yani petrol, yüzlerce
kölenin yerini almış durumda.
Diğer yandan küresel
ısınma kaynaklı akım, doğal kaynakların tükenmesi, çevreye verilen zararlar
sonucu petrole karşı ciddi bir duruş var.
Öteki yandan gelişen
ekonomilerin enerji ihtiyacı da kaçınılmaz. Yani daha çok enerjiye ihtiyacı
olacak.
Bir diğer nokta, petrolün
daha doğrusu ucuz üretim kaynaklı petrolün 20 yıllık ömrü kaldı. Kum içinden ya
da kayalardan çıkacak petrolün varil maliyeti ise çok artıyor. Petrol
şirketlerinin kuyu sondaj arama ve üretim maliyetleri , varil fiyatını geçti
geçecek.
Bu nedenle petrol
şirketleri, ellerindeki son petrolleri de bir an önce satma çabasındalar.
Diğer yandan, dünya
ekonomisi petrolün desteklediği, tüketime dayalı üretim modelinde...Son 60
yıldır bu modele dayanan dünya ekonomisi ve şirketleri, ülkeler bu modeli
bırakmak istemiyorlar.
Çünkü büyümeye dayanmayan
bir modelde, karlarını artıramazlarsa, artan maliyetleri kaldıramayacaklar.
Bu nedenle gereke devletler
ve şirketler bir orta yol bulmaya çalışıyorlar. Buna yeşil ekonomi diyorlar ve
yeşile -sürdürülebilirliğe dayalı bir büyüme modeli öneriyorlar.
İnovasyon adı altında (ki
gerçekten inovasyon da var ama) pazarlanan bir çok üründe inovasyon adı altında
piyasaya sürülüyor.
Burada ana amaç, bu geçiş
döneminde firma karlılıklarını sürdürmek, firma gelişimini desteklemek.
Hibrit araçlar, teknoloji
olarak arada bir araç olsa da yapı olarak mevcut petrol kullanan lüks
araçlardan hiç geri değiller. Bu şekilde, bu araçlarla rekabet ettikleri
belirtilse de, verimlilik ve çevre açısından petrol kökenli araçlar kadar
karbon katkıları oluyor.
Şu anki durumda, akşam
elektrikli araçları 8 saat doldurma sonucunda, evlerin karbon tüketimi 2-3 ev
tüketimi kadar oluyor.
Yani şarj etmenin dolaylı
karbon katkısı da petrol kökenliler kadar neredeyse.
Bu durumda hibrit
araçları, bir pazarlama stratejisi olarak görmemi anlamışsınızdır sanırım. http://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/24961/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder