Bu tür bir iddiayı ilk defa duyuyorum. Oysa tarih okumayı severim...
Osmanlı Ailesinde kardeş katline cevaz verilmesinin, devlete ve topluma önemli faydaları olmuştur.
Toplumu olmayan hiç bir devlet yoktur. Ama devleti olmayan toplumlar vardır. Bu, toplumun varlığının, devlet oluşumu için öncelikli ve kesin şart olduğunu gösterir.
Tüm devlet yönetimlerinde, yönetim erki gücünün kaynağını soyut bir kavrama dayandırır. Orta cağ döneminde Tanrıdan alınmış güce dayanan soyların yönetimi vardı.
Günümüzde bu, halktan alınan iradeye dönüştü. (Tabii demokratik toplumlarda iş başına gelenler bunu Allahın izniyle oldu deyip, yetkisinin kaynağını farklı algılayınca işler çığırından çıkıyor ya...Bu ayrı bir tartışma konusu).
Osmanlı ailesi, toplum içinden evlilik yapamazdı. Bu kan bağı yolu ile başka ailelerin, sülalerin veya beyliklerin taht üzerinde hak iddia etmesine kaynaklık edebilirdi.
Aynı şekilde, kardeşler arası çıkan taht kavgalarında halktan binlerce kişi ziyan oluyordu. Bu iç çatışmaların toplumsal ve ekonomik maliyeti, toplum için yüksekti.
Kardeş katline izin veren ferman, bir kaç günahsızın fedası karşılığında toplumdan binlerce can'ın sağ kalmasını sağlamıştır.
Aynı dönemde Avrupa devletlerinde ise asilzadelerin fişeklemesi ile oluşan gruplaşmalar ve suikastlarla öldürülen veliahtlar var.
Bu iki ölüm arasındaki fark, birinde sistemin yasalar içinde belirlenmiş olması. Diğerinde ise kim vurdu ile düzenlenmiş olması.
4ncü Murat, Yavuz'un yanlış seçimleri ile gerileme ve yıkılma sürecine giren Osmanlı da, bir süre nefes aldırmıştır. Fetihe dayalı devlet gelirleri artmıştır. İçki yasağı, bazı konulardaki dengesizlikleri belki gerçekti, belki de o dönemde baskı kurmak için oluşturulmuş bir rol7ün icabıydı. Bilemiyorum. ama ok ile zevk için adam vurduğunu ilk defa okuyorum.
(Osmanlı devleti, bir uluslararası ticaret devletine dönüşemediği için yıkılmıştır. Yavuz ve ardından Kanuni, Osmanlının önceki birikimlerinin de ivmesi ile en tepeye ulaşmışlardır ve uzun vadede sonu hazırlayacak küçük adımları da bu dönemlerde atmışlardır.)
Osmanlı geçmiş başarılarının ışığına döndükçe, güncel dünyadan koptu. en önemlisi, dünyanın diğer devletlerine (karşı) taraf oldu. Bu da onların bilim, teknoloji, sanat ve kültün birikimlerinden faydalanmasını ve kendisine adapte etmesini engelledi.
Yıkılması kaçınılmazdı.
Bir toplumda bilim ve sanatın gelişebilmesi için önce toplumunu temel (yeme,barınma ve korunma) ihtiyaçlarının üstüne çıkıp, sanat ve kültürü destekleyebileceği sermaye birikimi yapması gerekir. Sanat ve kültürel etkinliklerin getirdiği bakış açıları ile de bilim gelişir.
Osmanlı da toplum böyle bir sermaye birikimi yapacak kadar refah artışı yaşamadı. Yaşadığı kısa dönemlerde sadece bazı atılımlar yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder